Bu projede endüstriyel mimariyi sıcak, doğal dokularla buluşturarak günün farklı saatlerine uyumlanan iki katmanlı bir mekân kurguladık. Girişten itibaren kullanıcıyı açık tavan hissi veren strüktür ve geniş açıklıklar karşılıyor; arka planda ise bar–oturma bölümüyle kış bahçesi arasında akıcı bir akış yaratıyoruz. Amacımız, ham malzemenin dürüst estetiğini korurken konforu ve misafirperverliği öne çıkarmaktı.

Endüstriyel bölümde okside mavi–grimsi yüzeyler, antrasit duvarlar, çelik profiller ve ahşap lamel tavanı birlikte kullandık. Bar tezgâhını beton görünümlü büyük format kaplama ile tasarlayarak hem dayanıklılık hem de heykelsi bir ifade elde ettik. Raf sistemlerinde masif ahşap ve siyah metal tercih ederek ürün sergilemesini yalın bir çerçeveye aldık. Zeminde yüksek trafik dayanımı olan endüstriyel porselenleri kullandık; bu malzeme, mekânın bütününde sürdürülebilir bir kullanım ömrü sağlıyor.

Aydınlatmada 2700–3000K aralığında sıcak bir ışık dili benimsedik. Bar hattında metal kafes sarkıtlarla vurgu oluştururken, ray spotlarla masa yüzeylerini homojen biçimde aydınlattık. Led şeritlerle lamel tavan ve dikey yüzeyleri ince bir ışık çizgisiyle tanımlayarak derinlik kattık; bu sayede gece kullanımında dramatik ama göz yormayan bir atmosfer yakaladık.

Kış bahçesi tarafında endüstriyel omurgayı yumuşatmak için beyaz sıvalı kemerler, dokulu yüzeyler ve doğal lifli (hasır/rattan) aydınlatma gövdeleri kullandık. Sarkan yeşil bitkiler ve büyük yapraklı türlerle iç–dış mekân sınırını belirsizleştirip biyofilik etkiyi güçlendirdik. Yarı geçirgen örtü sistemi gün ışığını difüze ederek gölge–ışık oyunları yaratıyor; öğlen saatlerinde parlamayı kontrol altına alırken, akşamları da sıcak ambiyansa eşlik ediyor.

Mobilya seçiminde endüstriyel dilin netliğini korurken konforu artırmaya odaklandık: bar tarafında sağlam ahşap tabureler ve derin oturumlu koyu tonlu koltuklar; kış bahçesinde ise açık renk döşemeler, doğal dokulu yastıklar ve örgü detaylı aksesuarlarla daha rahat bir oturma düzeni kurduk. Masalar arasında dolaşım akslarını geniş tuttuk; servis ergonomisini, tekerlekli sandalye erişimini ve yangın kaçış senaryolarını proje başında çözümlendiğimiz için operasyon akıcı ilerliyor.

Malzeme paletimizi sürdürülebilirlik kriterleriyle filtreledik: düşük VOC’lu boyalar, FSC sertifikalı ahşaplar ve uzun ömürlü LED armatürler tercih ettik. Mekanik–elektrik altyapısını görünür strüktürün arasına gizleyerek temiz bir tavansilüeti elde ettik; taze hava menfezlerini lamel boşluklarına entegre ederek görsel karmaşayı önledik.

Sonuçta ortaya, gündüzleri doğal ışıkla yıkanan sakin bir kış bahçesi; akşamları ise endüstriyel çekiciliği güçlü bir bar atmosferi sunan, iki ruhlu ama tek kimlikli bir mekân çıktı. Bu projede ham çeliğin dürüstlüğünü, betonun dinginliğini ve ahşabın sıcaklığını aynı sahnede buluşturduk; led ışıkları katmanlayarak alanlarda derinlik yarattık ve markaya ait, zamansız bir iç mimari dil oluşturduk.